25.08.1972 yılında Istanbul'da doğdum.
Erenköy Kız Lisesi'nde ortaokulu, Kadıköy Ticaret Lisesi'nde liseyi bitirdim. Üniversite sınavlarını kazanmış olmama rağmen çalışma hayatım ağır bastı. (Hayatımda bir tek "keşke" dediğim şey konservatuar eğitimi almamış olmamdır.) Evimde olmak hayattaki en büyük zevkimdir. Sinemaya gitmeyi severim, ama kışın.
Yaz günü mis gibi havalarda kapalı yerlerde olmayı sevmiyorum açıkçası. Cilt, el, ayak, saç v.s. gibi bakımlarla kremlerle uğraşmak, onları denemek, maskeler yapmakbana çok keyif verir. Eee, bir de internet hastalığı var tabii, chatler, yenilikler.
Bilgisayarım odamda duruyor. Genelde akşamları en az 1-2 saat oyalanıyor hatta dinleniyorum.
Hmm, yemeklere gelinceee... Bayılırım güzel yemeğe. İşim ve yapım gereği aslında devamlı rejimde olmam lazım, ama bu pek de bana göre değil maalesef!! Dikkat ederim elbette yediklerime, ama 100gr.mış, 1 kibrit kutusuymuş ...aman aman. Ev yemeklerini tercih ederim. Sebze yemeklerini, köfte-patates kızartmasını ve sıcacık bir domates çorbasını en şık yemeğe tercih ederim. Tam bir meyve delisiyim. Meyvesiz bir gün geçiremem; başım ağrır hatta.
Hayatta en değer verdiğim insan ANNEMDİR.
CANDIR ANNEM, KANDIR, SUDUR. Sonra
mesleğim ve benimle beraber çalışan, başarımın
gizli destekçileri ekibim (DANIŞMANIM, ASİSTANIM, MENEJERİM, EVİMDE ÇALIŞANLAR, MAKYÖZÜM,
SES HOCAM, YÖNETMENİM, KUAFÖRÜM v.s.) çok kıymetlidirler benim için. Onları kendimden bir parça gibi görürüm.
Hayatta 3 "S" çok önemlidir. Gülben'ce; SEVGİ, SAYGI, SAĞLIK...
Sevmek, ama her şeyi!! Deli deli severim ben, sevdikçe güzelleştiğime, sevginin
bana tüm pozitif enerjiyi taşıdığına inanırım. Sevilmeye layık olmayan kişi ya da
şeylerde bile bir güzellik bulmaya çalışır gene severim.
Kendimde sevdiğim özelliklere gelinceee... Hiç kinci değilim ben; küser, sonra da
neye küstüğümü unutur, anneme ya da asistanıma sorarım ben buna niye
küsmüştüm diye
Çalışkanlığımı ve mücadele etmeyi çok severim, evelallah yeter ki canım istesin...
Hakederek kazanmayı severim bir de, yorulmalı, terlemeliyim kazanmak için. O zaman
tatlı gelir alkışlar Kendimde en sevmediğim özellik detaycılığım olsa gerek. İnanılmaz!
En küçük ayrıntı gece gece yatağımdan kaldırır beni. Bir sevmediğim özelliğimde
(bunu işini bilen insanlara duyduğum saygıdan ötürü yazıyorum) her şeye, ama her
şeye çok karışıyor olmam. Özellikle işimin kamera arkasına. Programımın dekoru,
konuğun çay mı kahve mi içeceğinden tutun da kliplerin montajından dizilerin senaryolarına kadar her şeyi didik didik eder, bunaltırım insanları. Ama olsun, gene de severler benimle çalışmayı.
Aşka inanmam ben. SEVGİ'dir aslolan, kalıcı olan, yakan kavuran. Aşk gelir geçer.
Bana uymaz. İnsan...Yaradan'dan ötürü her insanı sevmeye çalışırım. Güzellikleri de, hataları da veren O'dur. Yargılamak bana kalmamış. Dedikodunun, kıskançlığın,
öfkenin hakim olduğu bir iş çevrem var. Bu değerlerden mümkün olduğunca uzak kalmaya çalışırım. Kendime bakarım ben, yarışım da kendimle zaten. Allah herkesin yolunu açık etsin.
Bir cümle ile GÜLBEN ERGEN; İŞTE O ZOR!! İÇİM SIĞMAZ Kİ CÜMLELERE... SEVERİM BEN!! ANNEMİ SEVERİM, ALKIŞI SEVERİM, KAMERAYI SEVERİM, BENİ OKUYAN SENİ SEVERİM!! SÜSLENMEYİ SEVERİM, DENİZİ SEVERİM, MANTIYI SEVERİM, KEMANIN SESİNİ SEVERİM!! HATIRLANMAYI SEVERİM!! AMA EN ÇOOKKKKK: SEVİLMEYİ SEVERİM BEN......
Ben gibi, olduğum gibi, değiştirmeye kalkmadan.