Şarlatanlık yapamıyorum
Fantazi müziğin farklı sesi İntizar kötü bir oyuncu olduğu için magazinsel tarafının bulunmadığını söylüyor. İntizar’ın yapmak istediği tek şey ise, güzel şarkılar yapıp, adam akıllı okumak
İntizar: Türk filmlerindeki gibi çok acı çektim
Yanık sesiyle hep Yıldız Tilbe’ye benzetilen İntizar dördüncü albümü ‘Nazar Boncuğum’ ile hayranlarıyla buluştu. Yeni albümünden yaşantısına kadar bilinmeyen birçok yönünü star okurlarıyla paylaşan İntizar, içi acı dolu şarkı sözleri için ise ‘Ben çok çektim. Hani Türk filmi gibi derler ya, işte öyle. 20 yaşındaki bir insanın, kendini 60 yaşında hissedebileceği kadar eziyet çektim. Ve yaşımdan daha çok yaşlı hissediyorum kendimi. Bu nedenle olması gerekenden daha çok duyguyu acıyı yükledim yüreğime. Bir de yetenek varsa o zaman bunu kaleme ve dile dökebiliyorsun. Benim de böyle bir yeteneğim var’diyor.
Müzikle uğraşmadan önce ne yapıyordunuz?
Lisede edebiyat öğretmeniydim. Ama stajyerken bıraktım.
Albüm öncesi neler yaptınız?
Üç yıl ara verdim. Ve albüm öncesi sefa yerine cefa çektim diyebilirim. Ama bana bu arada yaptığım şarkılar kar kaldı. Müzik firmalarıyla çok sorun yaşadım. Kısacası albüm öncesi bunlarla uğraştım.
Çok mu acı çektiniz?
Elbette çok acı çektim. Ben hakkımı isterken hep dilendim. Bu büyük bir eziyettir benim için. Buna ukalalık diyebilirsiniz ama olmam gereken yerde değilim. Gerçi sevenlerim beni bırakmadı, terk etmedi, onlarla ilgili hiçbir sorunum yok. Fakat istenildiği zaman bir günde star yaratabiliniyor. Dilerim öldükten sonra kıymetim bilinenlerden olmam.
Bu defa sevgiliyi övdüm
Albümünüzden bahseder misiniz?
Bu albümün diğerlerine göre alt yapıları yani aranjeleri farklı oldu. Şarkılar yeni dolayısıyla da soundları değişik. Eski şarkılarımı dinledim. Baktım ki şarkılarım hep sitemli ve sevgiliyi çok az övmüşüm. Üzülmüş müyüm nedir? Hani insan yaşadığı şeyleri yazar ya. Bu defa sevgiliyi övdüm. Mesala ‘Ne yaparsan yap ben seni her halinle seviyorum’ gibi, şarkılar çıktı ortaya. Yani bu albümde sevgiliyi öven, yücelten şarkılar var. Ama güldüren şarkılar da var.
Albümünüzde kimlerle çalıştınız?
İlk defa Osman İşmen’le çalıştım. Ayrıca, Necip Yılgın, Murat Arslan ve Barış Engürlü kardeşim ile çalıştım.
İntizar kimleri dinler?
Zaman zaman değişiyor. Bazen hiç dinlemediğim insanları bile dinliyorum. Ama beni sesi yakacak. Mesela Şebnem Ferah’ın ‘Can Kırıkları’ çok güzel bir şarkı. Leman Sam, Yıldız Tilbe, Niran Ünsal ve Ahmet Kaya dinlerim. Ayrıca Sezen Aksu çok iyi şarkılar yaptığında dinliyorum fakat bazen de sıkılıyorum. Çünkü o isterse çok iyi şarkılar yapar. O gerçekten de kelimelerin efendisi. Tabii isterse.
Yıldız Tilbe teyzenizin kızı. Ondan hiç destek almadınız mı?
Yıldız benim canım ciğerim. Onun varlığı benim için büyük destek. Onu seviyorum.
İntizar boş zamanlarında ne yapar?
Boş zamanlarımda boş boş otururum. Hiçbir şey yapmam. Çünkü adı üstünde boş zaman. Öyle bir noktaya bakarım, ne düşündüğümü ben de bilmem. Film gibi kesik kesik bir sürü şey aklımdan geçer. Ama dolu dolu geçirdiğim zamanlarda ise kalbimi çok yorarım. Yani ben gururumun ve yüreğimin hamalıyım. Bunlara ciddi bir hamallık yaparım. Bazı şeyleri hissettiğimde şarkılar yazarım. Bunların dışında dostlarımla görüşürüm, ailemle ilgilenirim, çok iyi resim yaparım, balık tutmayı severim, sessiz tenha yerlere giderim ve bol bol ve çok iyi tavla oynarım. Bu konuda da iddialıyımdır.
Müziğinizin tarzı arabesk mi?
Hayır serbest. Ben ilk defa Ferdi Tayfur’la birlikte yola çıktım. Sesim de yanık olduğu için ondan etkilenmiş olabilirim. Bir de beni Ferdi ağabeyle özdeştirmişlerdir. Ama benim tarzım serbest. Mesala türkü, rock, pop ve sanat müziğine yakın besteler yapabiliyorum. Fakat bunları daha okumadım. Demek ki benim tarzım serbest.
Ferdi Tayfur’la birlikte çıkmanız size avantaj sağladı mı?
Elbette. Ferdi ağabey çok iyi ve büyük bir müzisyen. Düşünsenize peşinden bir sürü kitle sürüklemiş. Dolayısıyla da siz onun yanında olduğunuzda tabii ki sevenlerinin de desteğini alıyorsunuz.
Neden Yıldız Tilbe- İntizar değil de, Ferdi Tayfur- İntizar...
Bir laf vardır; ‘Ne umarsın bacından, bacın ölmüş acından’ diye. Yıldız çok çekti ve son üç yıldır emeğinin karşılığını alıyor. Fakat her nedense Yıldız Tilbe denilince İntizar, İntizar denilince Yıldız Tilbe söyleniyor. Hatta bana gelen sevenlerimin mektuplarında da var. Bizi hep eşleştiriyorlar, yan yana görüyorlar, duygularımızın birbirine çok yakın olduğunu düşünüyorlar ki ben de bu fikre katılıyorum. Çünkü biz derin düşünen insanlarız. Kendi bestelerimizi kendimiz yapıyoruz. Allah vergisi sesimiz de var. Dolayısıyla da Yıldız Tilbe ile çıkmam mümkün değildi. Birbirine rakip gösterilen iki insanın birlikte yan yana olabilmesi mümkün mü? Ama benim kesinlikle böyle bir kaygım yok.
Herkes benim rakibim
Yıldız Tilbe’yi kendinize rakip görüyor musunuz?
Müzik işiyle uğraşan herkes birbirine rakiptir.
Yıldız Tilbe bir röportajında ‘Ben öyle sözler yazıyorum ki tekrar okuduğumda canım acıyor ve ağlıyorum. Başkalarını üzmemek için ben de bu besteleri yırtıp çöpe atıyorum. Çünkü insanları ağlatmaya hakkım yok’ demişti. Sizin de böyle yazdığınız şarkılar var mı? Siz de çöpe atıyor musunuz?
Evet var. Hem de çok. İnanın şu anda evde bir torba dolusu sözler var. Ve hiçbirini okumuyorum. Çünkü içleri o kadar derin ki kendim kayboluyorum.
Yıldız Tilbe de siz de acılı besteler yapıyorsunuz. Ailece çok mu üzüntü çektiniz?
Ben çok çektim. Hani Türk filimi gibi derler ya, işte öyle. 20 yaşındaki bir insanın, kendini 60 yaşında hissedebileceği kadar eziyet çektim. Ve yaşımdan daha çok yaşlı hissediyorum kendimi. Bu nedenle olması gerekenden daha çok duyguyu acıyı yükledik yüreğimize.
Kıymetim ölünce anlaşılmasın
Bir sürü yetenek var ve bunları bir kalemde silip atıyorlar. Aynı kişiler bana da ciddi haksızlık ediyorlar. Ben şarlatanlık yapamıyorum ve şarlatan da değilim. Kötü bir oyuncuyum yani magazinsel tarafım yok. Ama istersem olur. Binlerce film yaratabilirim ama ben bu değilim. Umarım öldükten sonra kıymetim bilinmez. Çünkü sevenlerime haksızlık olur.
11.12.2005